Dershanelerin sığ bir bakışla bu kelimelere yakıştırdığı ses olaylarından biri olduğunu öncelikle belirtelim. Bu kelimelerin kökünü “kalk-” olarak alan ve bu kökten “kalk-dır-mak” ve “kalk-dır-ı-m” kelimelerinin türetildiğini iddia eden ilk kaynak sanırım B...n Yayınları’na ait konu anlatımlı bir test kitabıydı. Kitap, tanıtım amacıyla bana gönderilmişti.
Türkçe alanı ile ilgili sınavlara hazırlık kitaplarında çok hızlı yayılan şöyle bir kanser türü vardır: Rakip kitapta olan bir bilgi, bir örnek eğer sizin kitabınızda yoksa onlardan geri kalmış sayılırsınız. Bu nedenle yanlış doğru demeden, bulduğunuz her şeyi kitabınızın bir sonraki baskısına doldurursunuz. Hatalı bir veri birkaç yıl içerisinde sınavlara hazırlık kitaplarının çoğunda yer bulur.
Peki, dershanelerin iddiası yanlış ise “kaldırmak” ve bundan türetilmiş olan “kaldırım”ın gerçek hikâyesi nedir?
Türkçenin yazılı geçmişinde “kalkdır-” veya “kalktır-” diye bir kelimeye rastlamadığımıza göre dershanelerin zırvalarını bir kenara bırakalım.
Kelime Eski Türkçede “kalı-” (kalkmak, uçmak, havalanmak), kalış- (topluca ayağa kalkmak), kalıt- (sıçramak) olarak karşımıza çıkıyor. Bu kelimeler ve ayraç içindeki anlamları dikkate alındığında “kaldır-” kelimesinin yapısının “kalı-dır-” biçiminde düşünülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Özetleyelim. “Kaldırmak” kelimesinde ünsüz düşmesi yoktur. Kelime bugün kullanımdan düşmüş olan “kalı-” fiilinden türemiştir. Buna göre “kaldır-” kelimesinde ünlü düşmesi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder